NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُسَدَّدٌ
حَدَّثَنَا
مُعْتَمِرٌ
قَالَ
سَمِعْتُ
أَبِي قَالَ حَدَّثَنَا
أَسْلَمُ
عَنْ بِشْرِ
بْنِ شَغَافٍ
عَنْ عَبْدِ
اللَّهِ بْنِ
عَمْرٍو عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
قَالَ
الصُّورُ
قَرْنٌ
يُنْفَخُ فِيهِ
Abdullah İbn Amr'dan
(rivayet edildiğine göre) Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
"Sur boynuz
(suretinde bir boru)dur. (Kıyamet gününde) ona üfürülür.
İzah:
Tirmîzî, Tefsir sure;
kıyâme; Dârimi, rikâk; Ahmed b. Hanbel II 126, 192.
Sûr: Kelime olarak boru,
üfürülünce ses çıkaran boynuz manalarına gelir
Sûr: Kıyametin kopuşunu
belirtmek ve kıyamet koptuktan bir müddet sonra, bütün insanların Mahşer
meydanında toplanmak üzere dirilmelerini sağlamak için İsrafil'in üfürdüğü
boynuz şeklinde bir borudur. Birinci üfleyişe "Nefhâ-i ulâ", ikinci
üfleyişe "Nefhâ-i sâniye"denir.
Kur'an-ı Kerim'de bu
konuda şöyle buyurulur: "Sûra" üfürüleceği gün, Allah'ın diledikleri
hariç, artık göklerde kim var, yerde kim varsa hepsi dehşetle korkmuştur.
Herbiri hor ve hakir olarak ona gelmiştir." (Nemi, (27), 28)
Birinci ve ikinci
üfürüşte insanlar şu şekilde olacaklardır: Birinci defa Sûra üfürülünce artık
Allah'ın göklerde kim var, yerde kim varsa hepsi düşüp ölecektir. "Sonra
ona bir daha üfürülecektir. O anda görürsün ki: Ölüler dirilip ayakta bakınıp
duruyor."(Zümer (39), 68.)
Sûra ikinci defa
üflenince insanlar mahşerde toplanmak üzere rablerine doğru koşacaklardır.
"Sûra üfürülmüştür
artık; bakarsın ki onlar kabirlerinden kalkıp Rablerine doğru koşup
gidiyorlar." (Yasin (36), 51) [Bk. Debbağoğlu Ahmed, Ansiklopedik Büyük
İslam İlmihali, 572.]